Adres : Osmanağa Mah. Pazaryolu sok. Uğur İş Hanı No: 4/23 Kadıköy /İSTANBUL

Yönetim Kurulu Başkanı (İletişim için):
Ahmet Güleryüz, Hacı Şükrü Sok. Çim Ap. No: 37, 34710 Moda, Kadıköy/İstanbul

Telefon (Pazar hariç, her gün 10.00-17.00 arası) : 0216 336 40 66 / 0532 367 20 11 / 0535 736 19 08 e-posta: gemimodelcileridernegi@gmail.com

Dernek Banka Hesabı: Gemi Modelcileri ve Gemi Severler Derneği; İş Bankası, Beşiktaş Şubesi, IBAN: TR20 0006 4000 0011 0080 0271 71

Kapak.jpg

 

Osmanlı Devleti’nin Denizcilik Tarihinden Bir Özet

«Bir ülkenin korunmasına ve bekasına yardımcı olan unsurlar ve araçların en önemlisi,  çevresinde bulunan denizlere hâkimiyetidir. Deniz kuvvetleri bulunmayan bir devlet barış zamanında topraklarından yararlanamayacağı gibi savaş zamanında da savaşı sürdüremez ve kazanamaz.»

Tanınmış bir bahriyeli: Barbaros Hayrettin Paşa.
Bu iki önemli askeri kural göz önüne alındığında, denizden sağlanacak yararların sahip olduğu büyük önemin çok yüksek olacağı gerçeği ortaya çıkar ki bundan en çok yararlanacak olan devlet, beş altı bin mili aşan–fakat savunma araçlarından hiç birine sahip olmayan –kıyıları bulunan Osmanlı Devleti’dir.
Üstün bir kuvvet ile denizlere hâkim olan devletin ve o devleti oluşturan--başlıca deniz ticareti ile uğraşan- milletin sahip olduğu güç, değer ve zenginlik yönünden elde edeceği saygı ve önem, doğal olarak en yüksek düzeye ulaşmış olur.
Bu açık bir gerçektir ki denizci bir millet için buna göz yummaya yeltenmek halka zulümdür demek kadar, denizlerden mahrum kalmayı gösteren bir felakettir.
Devrin hoşgörüsüzlüğü, gereksinimin ne kadar fazla, ne düzeyde zorunlu olduğu göz önüne alınamayarak suskunlukla zaman harcamak, ileride hiç bir önlem ile bile sağlanamayacak, daha doğrusu hiçbir nedenle onarım kabul etmiyecek bir yıkıma neden olur.
Bu temel görüşü muhterem okuyucuların önüne koymaktan âcizane amacım günümüzde donanmaya olan gereksinimizin ne derecede çok ve önemli olduğunu ve bu nedenle gelebilecek zarar ve kaybın büyüklüğü ve önemini birkaç kısa sözle sunabilmiş olmakdan ibaretdir.
Bu amacın tam olarak oluşması için geçmişimize de bir kez göz atmak yararsız değildir, sanırım! Bu nedenle “10 Temmuz 1324 (23 Temmuz 1908)” tarihine kadar her türlü yoksunluklar içinde yanıp kavrulmuş olan, görkemli geçmişi olan, geleceği büyük büyük hizmetlere, cömertliklere, cansiperane fedakârlıklara bağlı bulunan Yüce Osmanlı Milleti’nin günümüzde ve gelecekteki huzurunu sağlamaya gerekli en önemli aracın Deniz Kuvvetleri olacağı gerçeğini göstermeye vesile olacağını kuvvetle ümit ettiğimden dolayı,yedi yüzyıllık şu şerefli tarihi olan, hayatım kadar sevdiğim şerefli mesleğime ait ve deniz kuvvetini anlatabildiğim şu küçük özeti sevgili okuyucularımın dikkatlerine sunarak milletlerarasında eski değerimizi yeniden kazanmak ve geleceğin bize getireceği görev duygusunu hakkıyla yerine getirebilmek için ne derece yüce gönüllülükle gayret, faaliyet, cömertçe, fedakârca kararlılık ve dayanıklılık göstermemiz gerekeceğini anlatmaya çalışacağım. Yardım Allah’tan.

Cizgi.gif

Ara.gif

BAHRİYEMİZİN TARİHÇESİ

Osmanlılar denizde ilk kez Karamürsel kayıkları denilen ve hala Marmara sularında nakliyat için kullanılmakta olan merakib-i sagire (*) ile görülmüşlerdir. Ülkenin kurucusu olan Osman Gazi’nin padişahlığı devrinde, Marmara denizinin Anadolu kıyılarından küçük bir bölümüne sahip olan, yeni kurulan Osmanlı Devleti bu kayıklarla Kiyos ve İmralı gibi bir iki adacık üzerine asker bile göndermiştir. Orhan Gazi devrinde şehzade Süleyman Paşa’nın iki salla cesurca denize saldırması neticesinde Rumeli’nin fethine başlanılması, deniz araçlarına olan ihtiyacı göstermiş, Sultan Birinci Murad zamanından itibaren de Gelibolu’da deniz nakliye gemilerinin inşasına başlanılmıştır (763). Bu tarih bizde gemi inşaatının başlangıcı sayılır.
(*) merâkib-i sagîre: Yüz tona kadar olan gemiler.

Barbaros.jpg

Barbaros Hayrettin Paşa.


Tarihimiz, İzmit Körfezi’nden başlayarak İzmit, Gemlik, Gelibolu gibi uygun yerlerde devlet tarafından tersane yeri olarak kabul edilmiş,  gerektiğinde ve elde bulunan denize göre gerektiği kadar gemi inşa ettirilmeye teşebbüs edilmiştir. Osmanlı askeri bile bu zamandan itibaren deniz araçlarına alışarak ağır ağır deniz ile alışkanlık ve dostluk kazanmaya başlamıştır.
Birinci Bayezid zamanında Gelibolu limanı genişletilerek sağlamlaştırılmış ve Akdeniz adalarından bazıları üzerine ayrı ayrı,  sadece başıbozuklardan ibaret bir de donanma gönderilip,  çok büyükbaşarı sağlanmış ve Çelebi Sultan Mehmed devrinde Venedik donanmasıyla Gelibolu açıklarında oluşup Osmanlı donanmasının yenilmesiyle sonuçlanan bir savaştan sonra, o devirde Dünyanın en gelişmiş deniz devleti sayılan Venedik Cumhuriyeti’nin gemi inşaatındaki gelişimini taklit ederek Osmanlı donanmasının gemi inşa tarzı değiştirilmiş ve Akdeniz ve Karadeniz’in gemi inşasına uygun olan kıyılarında oldukça sağlam ve düzgün gemiler yaptırılmaya başlanılmış ise de birbirini izleyerek baş gösteren iç sorunlar yüzünden bu çalışmalar ileri götürülememiştir. Sultan İkinci Murad devrinde de iç ve dış sorunlardan baş alınamadığından,  denizciliğe gerektiği kadar önem verilememiştir.  Fakat, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde ülkenin genişletilmesine verilen önem oranında donanmaya da önem verilip bu zamandan itibaren inşaat ve denizciliğin gelişmesine özen gösterilmiştir. Devlet denizde de layık olduğu seviyeye ulaşmayı başarıp,  uğraşı sonucunda denizde de başarıya ulaşılmaya başlanılmıştır.
Zaten Gelibolu’da hazır bulunan ve İstanbul’un kuşatılmasında getirilen donanmanın çok büyük hizmeti görüldüğünden, fetihten sonra Gelibolu tersanesine verilen önem artmıştır. Kadırga limanı düzeltilerek inşa ettirilmiş ve burası gemiler için liman olarak düzenlenmiştir. Büyük gemiler için önce Yalı Köşkü kıyısını ve sonra Kasımpaşa semtini tersane seçerek İtalya’dan teknisyenler getirilerek 3000 tona kadar büyüklükte kalyonların inşasına ve o devirde Akdeniz’i benimsemiş olan Venediklileri tehdit edecek boyutta donanma elde etmeyi başarmıştır.
Fatih’in yapıp donatmayı başardığı donanma sayesinde Ege Denizi içindeki bazı adaları ve Osmanlı ordusu ile İberik’te, Karadeniz’in Anadolu kıyıları ve Kırım yarımadasını ve Azak denizi kıyılarını ülkesi içerisine katmıştır.
Fatih’in donanma sayesinde İtalya sahillerine bile asker göndermeyi başardığı göz önüne alınırsa denizciliğe verdiği önemin ve çabalarının ortaya çıkarttığı başarılı sonuçların düzeyi ortaya çıkar.
Sultan İkinci Bayezid devrinde ülke denizde daha fazla başarı sağlamış ve Kemal reis komutasında İspanya kıyılarına kadar bir ağır donanma gönderilmiş ve giden donanmanın Korsika ve Sardunya adaları arasındaki Bonifeçiv boğazını kolayca geçtiği tarihi kayıtlarda yer almaktadır (892). Bu boğazdan o zamana kadar hiçbir büyük donanma geçememiş ve boğazın derinliği iskandil edilmiş ve kıyılarına ait inceleme çok iyi şekilde yapılmıştı. Bu başarılı olay ilk olarak Osmanlı donanmasına kısmet olmuştur.


(Devam edecek)

 

 

 

© Site Yapımı : H.Veysel Güleryüz (Tüm Hakları Saklıdır)
İletişim :
veysel_guleryuz@yahoo.com http://www.veyselguleryuz.com