1952 yılının soğuk bir kış gününde İstanbul Beşiktaş ilçesinde doğdum. Suyun öte yanından gelen Önkol Ailesi’nin ilk çocuğu olarak…
Bizimkilerin doğduğu ve mirasını taşıdığı topraklardan mı bilemedim ama gemi tutkusu, takalar, deniz kokusu hep vardı hayatımda…
Kimilerinin sadece fotoğraf ya da resimlerle gidermeye çalıştığı deniz tutkusu, orta okul yıllarımla birlikte iyiden iyiye gösterdi kendini.. Pervaneye lastik sararak yaptığım Türk Kuşu uçaklar kısa sürede odamdaki rafta yerini aldı… Ardandan gemi maketleri bir bir dizildi yanına…
İlk zamanları ilgimi çeken gemi modelini ağaçtan, çeşitli modeller üretmek için oyarak yapmaya çalıştım. Daha sonraları küçücük çıtalar, ipler, misineler, makaralar ile çalışmalara devam ettim. Kağıttan, ağaçtan ölçeksiz modeller yaparak ve onları çocuklarla paylaşarak yeni “deniz sevdalıları”nı aramıza kazandırmaya çalıştım.
Benim için hiç de zor değildi aslında… Çocukluğumdan beri el işlerinden, bozuk bir aletin onarımı ile uğraşmaktan büyük zevk alırım. Çalışmayan bir ütünün rezistansını değiştirip kullanılır duruma getirmek, mahalledeki tüm bisikletlerin kopan tel ve zincirlerini tamir etmek ilk aklıma gelenler… Küçük bir çocuk için hayli forslu şeyler aslında.. Yıllar geçti pek de bir şey değişmedi.. Bisiklet zincirlerinin yerini yüzük, bileklik aldı… Bozuk ütünün yerini ise mikser, blender şimdilerde notebook tuşları ve Bluetooth kulaklıklar.
Deniz sevdalı hünerli eller orjinal planlar üzerinden ölçekle küçültülmüş bir gemi modelini aylar süren titiz çalışmanın ardından ortaya çıkarıyor.
Şairin dediği gibi ‘’ Bakakalırım giden geminin ardından”’ ama her batan, ömrünü tamamlayan gemiler ardından bakmadım, tersine yüreğimde büyütüp onları tekrar yaşatmaya çalıştım. Kim bilir kaç gemi jilet oldu.. Kaçı bize rastladı….
Deniz ve gemilere olan sevdamı sabırla ve özveriyle yoğurup yapımı uzun zaman alan modeller ortaya koymaya çalıştım. Acı tatlı anılar, ekonomik krizler , darbeler vb. olaylarla geçen 40 koca yıl süren çalışma hayatımı noktaladım. Hobimle başbaşa kalmak üzere yaşamımda yepyeni bir döneme adım attım.
Halen gemi modeli çalışmalarım sürüyor. Yaptıklarımdan her geçen gün daha büyük haz duyuyorum.
Eh tabi bu kadar deniz aşığı olunca denizden uzak durmak olmaz. 2008 yılında şimdilerde 6 yaşında olan F.Oya’yı da kattık aileye.. 8 metrelik, dinlencesi, mutfağıyla nazlı kızımız..
Edindiğim bu hobinin gelip geçici bir heves olmadığına inandığım için evimin bir odasını kapısında “ Tersane” yazan atölye haline getirdim. Bu iş için gerekli birçok aleti zaman içinde araştırıp temin ettim.
Gün geçtikçe gemi modelciliği konusunda çalışmalar yapmak bu konuda dünya standartlarını ve teknik gelişmeleri yakından inceleyerek çalışmalara başladım.
Ve sonunda yaptıklarımın maket değil ,gemi modelleri olarak ortaya çıkarmaya çalıştım.
Gemi modecileri ve Gemi Severler Derneği üyesi ve Yönetim Kurulu üyesi olarak gençlere bu işi sevdirmek, gemi modelciliğini öğretmek için çalışmalar yapmaktayım. Muhtelif tarihlerde açılan Gemi Modelleri sergilerine katıldım. Madalya, onur ve başarı belgeleri aldım.
Çoğu zaman ortaya çıkardığım işin maket olmadığını, bir model olduğunu anlatmak ile geçti. İnsanı bu kadar dinlendiren, stresten arındıran, yaratıcılığı geliştiren, boş zamanlarında üretkenlik sağlayan böylesine güzel uğraşları herkese önererim.
Bütün bu aşamalarda çok titiz olmasına rağmen benim bu tozlu uğraşıma hoşgörü gösteren ve desteğini esirgemeyen sevgili eşim F.Oya’a, her türlü katkılarından dolayı kızlarım Ayça ve Beste her zaman yanımdaydılar.
Balina Avcı Teknesi
Foya
Gulet
İzmir Kayığı
Römorkör
Sandal
Taka
Anteo
Gonca
Guzelhisar